Mehmet AYSAN28 Şubat 1000 yıl sürmesi beklenirken, 1000 gün bile sürmeyen bir süreçtir. Ali Kalkancıdır, Fadime Şahindir, Emire Kalkancıdır, Müslüm Gündüzdür. Ellerinde sopalarla dolaşan ve şu anda nerede oldukları bilinmeyen, Aczimendi adındaki garip adamlardır. 28 Şubat, sekiz yıllık eğitim adı altında, Türk Eğitim Sisteminin içine edilmesidir. İkna odalarıdır, başörtülülerin öcü gibi görülmesidir.
Yeşil sermaye diye, işyerlerinin tasnif edilip, iflas ettirilmesidir. Ali Kırcadır,Reha Muhtardır, Uğur Dündardır. Genelkurmay Karargahının önünde sabahlayan omurgasız Ankara Temsilcileridir 28 Şubat. Andıçlanan, işinden kovulan, ölüm tehdidi alan gazetecilerdir. Yakalanan teröristin ifadesine, bizzat komutanlar tarafından ekleme yapılmasıdır.
28 Şubat öyle bir süreçtir ki; bir albayın ülkenin seçilmiş başbakanına "pezevenk" dediği ve karşılığında başına hiçbir şey gelmediği gibi, generalliğe terfi ettiği ülke haline getirmiştir Türkiyeyi. 2001 krizinin temellerinin atıldığı, parayla ve şantajla milletvekillerinin parti değiştirdiği bir süreçtir. Medya patronlarına katkılarından dolayı, ülkenin en büyük KİT'lerinin ve bankalarının peşkeş çekildiği bir süreçtir.
28 Şubat, Ertuğrul Özkök'tür, Zafer Mutlu'dur, "alçakları tanıyalım" diyerek dolmuşa binen, Oktay Ekşi'dir. Medya patronlarının, ülkenin başbakanını pijama ile evinde karşılamasıdır. Susurlukta kaza yapan Mercedes'in, sırrı aydınlanmasın diye ortalığın toz duman edilmesidir 28 Şubat. Sincan'da tankların yürümesidir, hatta bazı gazeteler fotoğraf alamadılar diye, tankların bir daha yürütülmesidir.
28 Şubat, Çevik Bir'dir, Erol Özkasnak'tır, Güven Erkaya'dır. Emekli generallerin, özel bankalara Yönetim Kurulu Üyesi yapılmasıdır. Bir kadın İçişleri Bakanına, kazığa oturtma tehdidin alenen yapılmasıdır. Ülkenin generallerinin işi gücü bırakıp, gazeteleri dolaşması, atılacak manşetlere karar vermesi, irtica brifingleri hazırlamasıdır.
Hasan Hüseyin Ceylan'dır, İbrahim Halil Çelik'tir ve tabi ki Top 10 kasetleri hazırlanan, Şevki Yılmaz'dır. "Kanlı mı olacak, tatlı mı olacak?" sorusunun cevabıdır 28 Şubat. "Kandan beslenen habis bir ur" tadında, Genelkurmaya gidip, irtica brifingleri alan yargıdır. Ülkenin her beş insanından birinin oyunu alan, iktidardaki partinin kapatılmasıdır.
Herkesin bildiği bir şiiri okudu diye, ülkenin en büyük şehrinin belediye başkanının görevden alınıp, hapse tıkılmasıdır 28 Şubat, "muhtar bile olamayacakların" başbakanlığa giden yolunun açılmasıdır. Namaz kılan, oruç tutan, bir cemaate sempatisi olan, Zaman, Yani Şafak, Vakit gibi gazeteleri alanların, korkularından gazetelerini gizli saklı okumalarıdır. Valilerin, savcıların, hakimlerin ve memurların tek tek fişlenmesidir 28 Şubat.
28 Şubatta askerin borazanlığını yapan bazı yazarların, bugün başımıza demokrat kesilmeleridir utanmadan. Başörtülü bir vekilin yuhlamalar eşliğinde, Millet(!) Meclisinde yemin edememesidir. "Bu kadına haddini bildirin" dir, o vekilin çocuklarının okulunda, küçücük çocuklara slogan attırılmasıdır, gece yarısı, daha sonra porno kasetleri ortaya çıkan, bir DGM Savcısı tarafından evinin basılmasıdır.
İrtica tehlikesinin, otuzbin kişinin canını almış PKK teröründen daha tehlikeli kabul edilmesidir. Bir genç kızın başındaki örtünün, silahdan daha tehlikeli sayılmasıdır. Fetullah Gülen Hocaefendinin kasetlerinin kapalı gişe oynamasıdır. Başbakanlıkta tarikat şeyhlerine verilen iftardır, Kudüs gecesidir. Ve tabi ki bütün varlığını bu postmodern darbeye bağışlayan Süleyman Demireldir.
Daha çok şey eklenebilir ama fazla uzatmaya gerek yok. 28 Şubat bu ülkenin YÜZ KARASIDIR.1000 yıl sürmemiştir ama 1000 yıl geçse de unutulmayacaktır...