tag:blogger.com,1999:blog-49600586500124804812024-03-13T03:18:29.782+03:00insafsız durumlara karşı, insaflı yorumlar...Ruhi Mücerrethttp://www.blogger.com/profile/04901574124750261816noreply@blogger.comBlogger35125tag:blogger.com,1999:blog-4960058650012480481.post-89938972285437164852011-05-26T13:56:00.007+03:002011-05-26T14:18:47.404+03:00ZURNANIN SON DELİĞİ OLAY YERİNDEN BİLDİRİYOR...<a href="http://4.bp.blogspot.com/--zKrtbfljG8/Td40qfHS5XI/AAAAAAAAA6I/onSybvWtSkM/s1600/kendi-kendine-bagirmak.jpg"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 400px; height: 285px;" src="http://4.bp.blogspot.com/--zKrtbfljG8/Td40qfHS5XI/AAAAAAAAA6I/onSybvWtSkM/s400/kendi-kendine-bagirmak.jpg" border="0" alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5610980090261464434" /></a><br />Yalnızken kendisiyle konuşması insanın çok olağandır. Zaten yalnızken başka kiminle konuşabilir ki insan. Zaten konuşsa da başkası duymaz ki sesini, çünkü kimse yoktur etrafında. Ya da kimse olmadığından, başkasını dinleyemez, sadece kendisini duyabilir. Kendi kendisini dinlerken de aynı zamanda, kendisiyle konuşuyor olur ister istemez. Kendi kendisine konuşurken insan, kendi sıkıntılarını da farketmeye başlar yavaş yavaş. Aslında hiç ciddiye almadığı, konuşmadığı ya da konuşamadığı...<br /><br />Ve sonra kendisini ihmal ettiğini anlar. Kendisine acır ihmal edildiği için. Aslında ihmal eden de kendisidir, ihmal edilen de. Bu kez kendisine kızmaya başlar, ihmalkar olduğu için. Ne ihmalkar adamsın der kendi kendine. Ama aslında kızdığı kişi, aynı zamanda ihmal edilendir yani aslında acıdığı kişi. <br /><br />Sonra bu açmazdan çıkmaya çalışır fakat başaramaz. Ben aslında konuşanmıyım, dinleyen mi. Ben ihmal edilenmiyim yoksa ihmal eden mi. Bu sorulara cevap veremez, devreyi yakmaya başlar, kulaklar kızarır, kafası zonklar, beyni uyuşur. Sonrasında bu haldeyken etraftan çok tuhaf gözükür insan. "Deli" gibi, mecnun gibi, saf gibi. İşte bu yüzden kendi kendine konuşan insana deli denir zannımca. Yoksa başka neden densin ki...<br /><br /><div id="fb-root"></div><script src="http://connect.facebook.net/en_US/all.js#xfbml=1"></script><fb:like href="http://mehmetaysan.blogspot.com/2011/05/zurnanin-son-deligi-olay-yerinden.html" send="true" layout="box_count" width="450" show_faces="true" action="recommend" font="trebuchet ms"></fb:like>Ruhi Mücerrethttp://www.blogger.com/profile/04901574124750261816noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-4960058650012480481.post-63136144312498371892011-04-04T11:32:00.004+03:002011-04-04T11:38:57.703+03:00LA TAHZEN<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="http://1.bp.blogspot.com/-zp6G6oDXoew/TZmC8c9otqI/AAAAAAAAA1o/25U6VJSMH4g/s1600/36286_193534383995472_152099861472258_844872_5275657_n.jpg"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 400px; height: 296px;" src="http://1.bp.blogspot.com/-zp6G6oDXoew/TZmC8c9otqI/AAAAAAAAA1o/25U6VJSMH4g/s400/36286_193534383995472_152099861472258_844872_5275657_n.jpg" border="0" alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5591644387435656866" /></a><br /><br /><span style="font-weight:bold;">Senai DEMİRCİ</span><br /><br />Üzülme!<br /><br />Üzülebiliyorsan bir kalbin var demektir. Kalpsizler üzül(e)mezler ki. Ne mutlu sana ki, üzülebiliyorsun. Dokunan var demek ki kalbine. Ya dokunulmasaydı kalbine. Ya hüznün gönül toprağını karmasına izin verilmeseydi. Demek ki gözden çıkarılmadın. Demek ki sen hâlâ bir umut tarlasısın.<br /><br />Üzülme!<br /><br />Üzülüyorsan, Biri var ki cılız varlığını düştüğü çamurdan kaldırmak istiyor. Onun için dokunuyor kalbine. Kıymetini bil ki, üzmeye değer görüyor seni. Hüzünlerin kalbinin toprağını allak bullak ediyorsa, sen ekilmeye layık bir topraksın demektir. Kaygıların vuruşuyla tuz buz oluyorsa taş katılığında büyüttüğün güvencelerin, yarılan göğsüne umut fidanları dikiliyor demektir.<br /><br />Üzülme!<br /><br />Yüzün yerde geziyorsan, ellerin boynuna sarılı ise, içini ısıtacak haberlerin mürekkebi damlıyor olmalı ömrünün defterine. Kar yağıyorsa güvendiğin dağlara, yarının ovalarında rengârenk çiçeklerin olacak demektir. Hırçın fırtınalar sarsıyorsa sevinçlerinin zirvesini, rüzgârlar dövüyorsa umudunun yamaçlarını, bir yüce dağsın sen demek ki, az bekle, eteğinden serin pınarlar akmaya başlayacak demek ki...<br /><br /><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="http://2.bp.blogspot.com/-U2EJXRb71zM/TZmC8_p3s8I/AAAAAAAAA2A/0hbvEeNAby0/s1600/images.jpg"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 233px; height: 111px;" src="http://2.bp.blogspot.com/-U2EJXRb71zM/TZmC8_p3s8I/AAAAAAAAA2A/0hbvEeNAby0/s400/images.jpg" border="0" alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5591644396747994050" /></a><br /><br />Üzülme!<br /><br />Üzülüyorsan, şımaramazsın. Kibrin kirli tuzağına düşemezsin. Kendini beğenmişliğin çamuruna dolaşmaz ayakların. Uzak geçersin isyanlı yollardan. Heveslerinin ardı sıra düşüp nisyan uçurumlarının başına sürüklenmezsin. Seni Biri yakınlığına çağırıyor demek ki... Gözden çıkarmamış olmalı seni.<br /><br />Üzülme!<br /><br />Üzülüyorsan, bir kutlu teselli kapısının önünde bekletiliyorsun demektir. Gözlerini kaldır vefasız dünyanın eşiğinden. Gönlünün elinden çıkar sebeplerin boş avuntularını. Umudunu kes sahte doymalardan. Yüreğini küstür coşkulardan. Kapı açıldı açılıyor demektir.<br /><br />Üzülme!<br /><br />Üzülüyorsan, kaybedeceğin bir şeyler var demek ki... Kaybedeceği bir şeyi olanlar çoktan kazanmışlardır. Eline geçmeyenleri saymakla tüketme nefesini, elindekileri saymaya başla. Hepsini saysan bile, nefesini saymaya nefesin yetmeyecek demektir. Bak işte zenginsin.<br /><br /><br /><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="http://4.bp.blogspot.com/-aTIaY3vzqcw/TZmC8o7aakI/AAAAAAAAA14/hm-by5nDNJs/s1600/b1478900910_1346675195133_1478.jpg"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 320px; height: 240px;" src="http://4.bp.blogspot.com/-aTIaY3vzqcw/TZmC8o7aakI/AAAAAAAAA14/hm-by5nDNJs/s400/b1478900910_1346675195133_1478.jpg" border="0" alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5591644390647556674" /></a><br /><br />Üzülme!<br /><br />Seni bir "İşiten" var. Seni senin kendini bile sevmenden önce O sevdi seni. Senin kendini bile bilmediğin unutuş kuyularından çekip çıkardı seni. Çektiğin acılara habire meşgul çalan telefonlar gibi kör ve sağır değil O. Yüreğinin her yangınına O yetişiyor. Ayrılıklarına ve sıkıntılarına metal soğukluğundaki plazalar gibi umursamaz değil O. Yitirdiklerinin hepsini sana iade edeceğine söz veriyor. Sevdalarına ve özlemlerine çok seçenekli sınav kâğıtları gibi tatsız ve tuzsuz formüller sunmuyor. Seni herkesten çok anlıyor, seni senin kendini düşündüğünden çok düşünüyor. Gözyaşlarınla imzalayasın istiyor yakarışlarını. Bir ebedî çerçevenin içinde, gösterişsiz bir kullukla fotoğraflamak istiyor seni. Dağılıp giden ömür kırıntılarının arasından sıcacık bir kardelen ümidi devşiresin istiyor. Keyfinin çatlak kabuklarının arasından sonsuz teselli pınarları akıtmak istiyor.<br /><br />Üzülme!<br /><br />Varlığının tenine çiziktir her hüzün. Varlığından haber verir üzüntün. Hatırlar mısın, bir zamanlar hatırlanmaya değer bir şey bile değildin? Hiç umursanmadan çöpe atılabilecek kirli bir su iken sen, yüzüne bir tek O baktı. Kimselerin arayıp sormadığı, önemseyip adını bir kenara yazmadığı o günlerde, senin adını ilk O andı. Hatırını bildi. Seni yanına aldı. Hep yanında oldu. Sen seni unutup da başını yastığa koyduğunda bile, seni her defasında sabaha çıkardı. Sen Onu defalarca unuttun ama O seni asla unutmadı.<br /><br />Üzülme!<br /><br />O'nun en sevdiği kulu da yalnız kaldı. Taşlandı. Sürüldü. Yaralandı. Aç susuz kaldı. Yuvasına uzaktan gözleri yaşlar içinde baktı. Mağarada yapayalnız ve korunmasızdı. Senin gibi üzülen yol arkadaşına sonsuz müjdeler veren tebessümüyle fısıldadı: "Lâ tahzen, innallahe meânâ."<br /><br /><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="http://4.bp.blogspot.com/-dQOj47SoutQ/TZmC8uVi5dI/AAAAAAAAA1w/1v5PL9t6ZvQ/s1600/62891_466121294253_86075099253_6491714_3541317_n.jpg"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 332px; height: 400px;" src="http://4.bp.blogspot.com/-dQOj47SoutQ/TZmC8uVi5dI/AAAAAAAAA1w/1v5PL9t6ZvQ/s400/62891_466121294253_86075099253_6491714_3541317_n.jpg" border="0" alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5591644392099341778" /></a><br /><br />Üzülme!<br /><br />Kaldır yüzünü yerden. Omuzlarından sarsıp kendine getirmek istiyor seni Sevgili. "Rabbin sana küsmedi ki..." Gözlerinin içine içine bak sevdiklerinin. "Rabbin seni unutup yalnız bırakmadı ki..."<br /><br /><iframe src="http://www.facebook.com/plugins/like.php?href=http%3A%2F%2Fmehmetaysan.blogspot.com%2F2011%2F04%2Fla-tahzen.html&layout=standard&show_faces=true&width=450&action=recommend&font=trebuchet+ms&colorscheme=light&height=80" scrolling="no" frameborder="0" style="border:none; overflow:hidden; width:450px; height:80px;" allowTransparency="true"></iframe>Ruhi Mücerrethttp://www.blogger.com/profile/04901574124750261816noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-4960058650012480481.post-9846841410255146652011-03-19T23:51:00.003+02:002011-03-20T00:09:34.956+02:00NUN' a dair...<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="http://1.bp.blogspot.com/-9GfKVKjLK7s/TYUlkrDrzmI/AAAAAAAAAxA/xE6svMJqtc4/s1600/4687141424_dbfb69bd9a_b.jpg"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 267px; height: 400px;" src="http://1.bp.blogspot.com/-9GfKVKjLK7s/TYUlkrDrzmI/AAAAAAAAAxA/xE6svMJqtc4/s400/4687141424_dbfb69bd9a_b.jpg" border="0" alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5585912224786665058" /></a><br /><br /><br />"Nun ile kaleme ve yazmakta oldukları şeylere andolsun" diye başlayan Kalem Süresi'nde zikredilen, hokka - kalem ikilisi içine derin anlamlar sığdırılan önemli metaforlardandır. Hem ayrıca tasavvuf ehli, kalemi insanla, Nun harfini ise mürekkebin konduğu hokkayla eş kabul etmiştir.<br /><br />Nun, sevgilinin gözleridir. Nun harfi ters çevrildiğinde, noktası sevgilinin gözleri gövdesi ise sevgilinin yay gibi olan kaşlarıdır. Sevgili aşığına bakmaz ve o güzel gözlerini aşığından kaçırır.<br /><br />Aşık sevgilinin verdiği cefayla mutludur. O cefa ki aşığı yaşatır...ve aşık sevgilide kendini bulur.<br /><br />Nun "sabır" demektir.<br /><br /><br /><iframe src="http://www.facebook.com/plugins/like.php?href=http%3A%2F%2Fmehmetaysan.blogspot.com%2F2011%2F03%2Fnun-dair.html&layout=standard&show_faces=true&width=450&action=recommend&font=trebuchet+ms&colorscheme=light&height=80" scrolling="no" frameborder="0" style="border:none; overflow:hidden; width:450px; height:80px;" allowTransparency="true"></iframe>Ruhi Mücerrethttp://www.blogger.com/profile/04901574124750261816noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4960058650012480481.post-19174089071156580042011-03-16T22:25:00.005+02:002011-03-16T22:34:31.782+02:00BİR AY BOYUNCA DAHA NELER GÖRECEKSİNİZ<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="http://2.bp.blogspot.com/-VDNg9HIVcgY/TYEdOrzA1MI/AAAAAAAAAww/wKFo7xrT3xc/s1600/257724636.jpg"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 400px; height: 202px;" src="http://2.bp.blogspot.com/-VDNg9HIVcgY/TYEdOrzA1MI/AAAAAAAAAww/wKFo7xrT3xc/s400/257724636.jpg" border="0" alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5584777151028188354" /></a><br /><br />12 Haziran 2011 tarihinde Milletvekili Genel Seçimi yapılacak. 11 Nisan'da kesin aday listeleri açıklanacak. Yani yaklaşık bir ay boyunca, aday adayları, kendilerini seçmenlere tanıtmak için türlü yollar deneyecekler.<br /><br />Yukarıdaki fotoğraf, bu tanıtımlara bir örnek. Buna benzer yüzlercesini bu günlerde görmeye hazır olun. O yüzden, Allah hepimizin akıl sağlığını korusun. Bu aday adayı beyefendi de mutlaka aday yapılmalı, hatta partisi iktidar olursa, mutlaka bakan olmalı. Böyle vatan evlatlarının kıymeti mutlaka bilinmeli...<br /><br /><iframe src="http://www.facebook.com/plugins/like.php?href=http%3A%2F%2Fmehmetaysan.blogspot.com%2F2011%2F03%2Fbir-ay-boyunca-daha-neler-goreceksiniz.html&layout=standard&show_faces=true&width=450&action=recommend&font=trebuchet+ms&colorscheme=light&height=80" scrolling="no" frameborder="0" style="border:none; overflow:hidden; width:450px; height:80px;" allowTransparency="true"></iframe>Ruhi Mücerrethttp://www.blogger.com/profile/04901574124750261816noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4960058650012480481.post-81663342085757478172011-03-11T22:45:00.005+02:002011-03-11T22:56:00.626+02:00MECLİSE HÜCUM<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="http://2.bp.blogspot.com/-yi92hZTy4cU/TXqKe2-WdJI/AAAAAAAAAwY/fhLz7X14JnE/s1600/taraf_big.jpg"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 400px; height: 299px;" src="http://2.bp.blogspot.com/-yi92hZTy4cU/TXqKe2-WdJI/AAAAAAAAAwY/fhLz7X14JnE/s400/taraf_big.jpg" border="0" alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5582926950836892818" /></a><br /><br />12 Haziran 2011 günü yapılacak Milletvekili Genel Seçim sürecine resmen girmiş olduk. Dün, aday olmayı düşünen kamudaki çalışanların istifa etmeleri için son gündü. Üst düzey yönetici, genel müdür, sendika başkanı, hakim, savcı, başhekim, gibi bir sürü meslekten bir sürü kişi adaylık yarışına katılabilmek için istifa etti.<br /><br />Yukarıdaki manşetin de dediği gibi, istifa patlaması oldu. Ne diyelim; ne çok siyaset heveslisi varmış...<br /><br /><iframe src="http://www.facebook.com/plugins/like.php?href=http%3A%2F%2Fmehmetaysan.blogspot.com%2F2011%2F03%2Fmeclise-hucum.html&layout=standard&show_faces=true&width=450&action=recommend&font=trebuchet+ms&colorscheme=light&height=80" scrolling="no" frameborder="0" style="border:none; overflow:hidden; width:450px; height:80px;" allowTransparency="true"></iframe>Ruhi Mücerrethttp://www.blogger.com/profile/04901574124750261816noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4960058650012480481.post-40283521712989229962011-02-28T21:54:00.007+02:002011-02-28T22:55:12.332+02:00YENİ BAŞLAYANLAR İÇİN 28 ŞUBAT<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="http://3.bp.blogspot.com/-Zp-vsAumooA/TWwGXnMC1-I/AAAAAAAAAvY/MW18ts9FSrM/s1600/28_subat.jpg"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 310px; height: 210px;" src="http://3.bp.blogspot.com/-Zp-vsAumooA/TWwGXnMC1-I/AAAAAAAAAvY/MW18ts9FSrM/s400/28_subat.jpg" border="0" alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5578841041131460578" /></a><br /><br /><span style="font-weight:bold;">Mehmet AYSAN</span><br /><br />28 Şubat 1000 yıl sürmesi beklenirken, 1000 gün bile sürmeyen bir süreçtir. Ali Kalkancıdır, Fadime Şahindir, Emire Kalkancıdır, Müslüm Gündüzdür. Ellerinde sopalarla dolaşan ve şu anda nerede oldukları bilinmeyen, Aczimendi adındaki garip adamlardır. 28 Şubat, sekiz yıllık eğitim adı altında, Türk Eğitim Sisteminin içine edilmesidir. İkna odalarıdır, başörtülülerin öcü gibi görülmesidir.<br /><br />Yeşil sermaye diye, işyerlerinin tasnif edilip, iflas ettirilmesidir. Ali Kırcadır,Reha Muhtardır, Uğur Dündardır. Genelkurmay Karargahının önünde sabahlayan omurgasız Ankara Temsilcileridir 28 Şubat. Andıçlanan, işinden kovulan, ölüm tehdidi alan gazetecilerdir. Yakalanan teröristin ifadesine, bizzat komutanlar tarafından ekleme yapılmasıdır.<br /><br />28 Şubat öyle bir süreçtir ki; bir albayın ülkenin seçilmiş başbakanına "pezevenk" dediği ve karşılığında başına hiçbir şey gelmediği gibi, generalliğe terfi ettiği ülke haline getirmiştir Türkiyeyi. 2001 krizinin temellerinin atıldığı, parayla ve şantajla milletvekillerinin parti değiştirdiği bir süreçtir. Medya patronlarına katkılarından dolayı, ülkenin en büyük KİT'lerinin ve bankalarının peşkeş çekildiği bir süreçtir.<br /><br />28 Şubat, Ertuğrul Özkök'tür, Zafer Mutlu'dur, "alçakları tanıyalım" diyerek dolmuşa binen, Oktay Ekşi'dir. Medya patronlarının, ülkenin başbakanını pijama ile evinde karşılamasıdır. Susurlukta kaza yapan Mercedes'in, sırrı aydınlanmasın diye ortalığın toz duman edilmesidir 28 Şubat. Sincan'da tankların yürümesidir, hatta bazı gazeteler fotoğraf alamadılar diye, tankların bir daha yürütülmesidir.<br /><br />28 Şubat, Çevik Bir'dir, Erol Özkasnak'tır, Güven Erkaya'dır. Emekli generallerin, özel bankalara Yönetim Kurulu Üyesi yapılmasıdır. Bir kadın İçişleri Bakanına, kazığa oturtma tehdidin alenen yapılmasıdır. Ülkenin generallerinin işi gücü bırakıp, gazeteleri dolaşması, atılacak manşetlere karar vermesi, irtica brifingleri hazırlamasıdır. <br /><br />Hasan Hüseyin Ceylan'dır, İbrahim Halil Çelik'tir ve tabi ki Top 10 kasetleri hazırlanan, Şevki Yılmaz'dır. "Kanlı mı olacak, tatlı mı olacak?" sorusunun cevabıdır 28 Şubat. "Kandan beslenen habis bir ur" tadında, Genelkurmaya gidip, irtica brifingleri alan yargıdır. Ülkenin her beş insanından birinin oyunu alan, iktidardaki partinin kapatılmasıdır.<br /><br />Herkesin bildiği bir şiiri okudu diye, ülkenin en büyük şehrinin belediye başkanının görevden alınıp, hapse tıkılmasıdır 28 Şubat, "muhtar bile olamayacakların" başbakanlığa giden yolunun açılmasıdır. Namaz kılan, oruç tutan, bir cemaate sempatisi olan, Zaman, Yani Şafak, Vakit gibi gazeteleri alanların, korkularından gazetelerini gizli saklı okumalarıdır. Valilerin, savcıların, hakimlerin ve memurların tek tek fişlenmesidir 28 Şubat.<br /><br />28 Şubatta askerin borazanlığını yapan bazı yazarların, bugün başımıza demokrat kesilmeleridir utanmadan. Başörtülü bir vekilin yuhlamalar eşliğinde, Millet(!) Meclisinde yemin edememesidir. "Bu kadına haddini bildirin" dir, o vekilin çocuklarının okulunda, küçücük çocuklara slogan attırılmasıdır, gece yarısı, daha sonra porno kasetleri ortaya çıkan, bir DGM Savcısı tarafından evinin basılmasıdır.<br /><br />İrtica tehlikesinin, otuzbin kişinin canını almış PKK teröründen daha tehlikeli kabul edilmesidir. Bir genç kızın başındaki örtünün, silahdan daha tehlikeli sayılmasıdır. Fetullah Gülen Hocaefendinin kasetlerinin kapalı gişe oynamasıdır. Başbakanlıkta tarikat şeyhlerine verilen iftardır, Kudüs gecesidir. Ve tabi ki bütün varlığını bu postmodern darbeye bağışlayan Süleyman Demireldir.<br /><br />Daha çok şey eklenebilir ama fazla uzatmaya gerek yok. 28 Şubat bu ülkenin YÜZ KARASIDIR.1000 yıl sürmemiştir ama 1000 yıl geçse de unutulmayacaktır...<br /><br /><iframe src="http://www.facebook.com/plugins/like.php?href=http%3A%2F%2Fmehmetaysan.blogspot.com%2F2011%2F02%2Fyeni-baslayanlar-icin-28-subat.html&layout=standard&show_faces=true&width=450&action=recommend&font=trebuchet+ms&colorscheme=light&height=80" scrolling="no" frameborder="0" style="border:none; overflow:hidden; width:450px; height:80px;" allowTransparency="true"></iframe>Ruhi Mücerrethttp://www.blogger.com/profile/04901574124750261816noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4960058650012480481.post-5723651916968935072011-02-27T21:28:00.006+02:002011-02-27T21:43:29.535+02:00KAÇ YIL GEÇTİ ARADAN, HALA KARANLIK<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="http://4.bp.blogspot.com/-x1q8-uyakPg/TWqmYZmqS_I/AAAAAAAAAvI/ASW93oczz7Y/s1600/Ads%25C4%25B1z.jpg"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 246px; height: 400px;" src="http://4.bp.blogspot.com/-x1q8-uyakPg/TWqmYZmqS_I/AAAAAAAAAvI/ASW93oczz7Y/s400/Ads%25C4%25B1z.jpg" border="0" alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5578454026571893746" /></a><br /><br />15 yıl önce Ocak ayında üç DHKPC militanı, Sabancı Kulelerine girip, 25.katta bulunan Özdemir Sabancı'yı ve iki çalışma arkadaşını öldürmüşlerdi. Bu suikastla ilgili, ortaya neler atıldı ama hiçbiri kesin olarak kanıtlanmadı.<br /><br />Sabancı Holding, otomotiv sektörüne girdiği için cezalandırdı dendi, Sabancı Holdingin beyni Özdemir Sabancı idi, o yüzden öldürüldü dendi. Veli Küçük'ün bu cinayeti Abdullah Çatlı'ya organize ettirdiği konuşuldu. Asıl hedefin suikasttan önce yaptığı açıklamalar nedeniyle, Sakıp Sabancı olduğu iddia edildi.<br /><br />Uşak Cezaevinde isyan çıkaran Nuri Ergin, cezaevinin penceresinden, "bu devlet bana Mustafa Duyar'ı öldürttü" diye bağırması hafızalara kazındı. Suikastın diğer tetikçisi ortadan kayboldu. Üçüncü fail Fehriye Erdal ise, bir türlü Belçika'dan iade ettirilemedi. Ve şimdi de Erdal ortadan kayboldu veya örgüt tarafından öldürüldü.<br /><br />Böylece Sabancı suikastının son tanığı da sırra kadem bastı. Eğer Ergenekon'un bu işle ilgisi varsa, belki çözülür ama, değilse bu suikast da, güzel ülkemizin sayısız faili meçhullerinden biri olarak tarihteki yerini alacaktır. Ve bu ülke geçmişindeki karanlık sayfaları aydınlatamadıkça, geleceğe tam anlamıyla güvenle bakamayacaktır.<br /><br /><iframe src="http://www.facebook.com/plugins/like.php?href=http%3A%2F%2Fmehmetaysan.blogspot.com%2F2011%2F02%2Fkac-yil-gecti-aradan-hala-karanlik.html&layout=standard&show_faces=true&width=450&action=recommend&font=trebuchet+ms&colorscheme=light&height=80" scrolling="no" frameborder="0" style="border:none; overflow:hidden; width:450px; height:80px;" allowTransparency="true"></iframe>Ruhi Mücerrethttp://www.blogger.com/profile/04901574124750261816noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4960058650012480481.post-50979297180419198312011-02-23T20:28:00.002+02:002011-02-23T20:31:36.331+02:00KADDAFİ BU KADAR İYİ ANLATILIR<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="http://3.bp.blogspot.com/-jWPAjBgRJvw/TWVR-VSaEdI/AAAAAAAAAtg/qPW1KII-aI8/s1600/Ads%25C4%25B1z.jpg"><img style="float:right; margin:0 0 10px 10px;cursor:pointer; cursor:hand;width: 400px; height: 196px;" src="http://3.bp.blogspot.com/-jWPAjBgRJvw/TWVR-VSaEdI/AAAAAAAAAtg/qPW1KII-aI8/s400/Ads%25C4%25B1z.jpg" border="0" alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5576953844876317138" /></a><br /><br /><br /><iframe src="http://www.facebook.com/plugins/like.php?href=http%3A%2F%2Fmehmetaysan.blogspot.com%2F2011%2F02%2Fblog-post.html&layout=standard&show_faces=true&width=450&action=like&font=trebuchet+ms&colorscheme=light&height=80" scrolling="no" frameborder="0" style="border:none; overflow:hidden; width:450px; height:80px;" allowTransparency="true"></iframe>Ruhi Mücerrethttp://www.blogger.com/profile/04901574124750261816noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4960058650012480481.post-45419707282412908392011-02-18T21:05:00.003+02:002011-02-18T21:14:56.830+02:00HRANT' IN KANI ELLERİNİZDE<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="http://3.bp.blogspot.com/-udIGcYEFrjw/TV7DCFGGzqI/AAAAAAAAAsA/Rx_fpcqazZg/s1600/taraf_big.jpg"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 400px; height: 377px;" src="http://3.bp.blogspot.com/-udIGcYEFrjw/TV7DCFGGzqI/AAAAAAAAAsA/Rx_fpcqazZg/s400/taraf_big.jpg" border="0" alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5575107829226196642" /></a><br /><br />Üzerinden kaç yıl geçti, ne katillerin arkasındaki eller bulunabildi, ne katillerinin cezası belli oldu. Göz göre ölüme yollanan Hrant'ın, göz göre katilleri bulunmuyor. AKP hükümetinin en önemli günahlarından biridir Hrant'ın katli. Daha geçtiğimiz günlerde, zamanın İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah'a soruşturma izni vermedi İçişleri Bakanı. Ama herkes biliyor Cerrah'ın bu cinayette büyük ihmali var.<br /><br />Ne Jandarmadaki, ne polisteki ihmaller ve göz yummalar açığa çıkartılabildi. Polise yakın gazeteciler, jandarmayı, jandaramaya yakın gazeteciler polisi suçluyor. Ama Hrant'ın kanı hala ortada duruyor.<br /><br />İşte bir karar daha; "Cinayette İçişleri Bakanlığının ihmali var." Çok normal. Zaten Jandarma da Polis de, İçişleri Bakanlığına bağlı. Bakalım AKP Hükümeti ve İçişleri Bakanı bu kararı da duymazdan gelmeyi başarabilecek mi?<br /><br /><iframe src="http://www.facebook.com/plugins/like.php?href=http%3A%2F%2Fmehmetaysan.blogspot.com%2F2011%2F02%2Fhrant-in-kani-ellerinizde.html&layout=standard&show_faces=true&width=450&action=like&font=trebuchet+ms&colorscheme=light&height=80" scrolling="no" frameborder="0" style="border:none; overflow:hidden; width:450px; height:80px;" allowTransparency="true"></iframe>Ruhi Mücerrethttp://www.blogger.com/profile/04901574124750261816noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4960058650012480481.post-60357276237169020152011-02-16T20:59:00.003+02:002011-02-16T21:07:06.368+02:00BİR NUMARANIN KASEDİ ÇIKSIN<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="http://3.bp.blogspot.com/-fXq_cpop9VE/TVwexbhfGqI/AAAAAAAAAro/P4qY01Wa84k/s1600/Ads%25C4%25B1z.jpg"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 400px; height: 316px;" src="http://3.bp.blogspot.com/-fXq_cpop9VE/TVwexbhfGqI/AAAAAAAAAro/P4qY01Wa84k/s400/Ads%25C4%25B1z.jpg" border="0" alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5574364273328462498" /></a><br /><br />Kemal Kılıçdaroğlu'nun Ergenekon'a üye müracaatı yapacak olmasının ardından, gözler "1 Numara" ya çevrildi. Ergenekon uzmanı Şamil Tayyar'a konuşan "1 numara" yakında kasedim çıkıp, koltuğumdan olabilirim dedi.<br /><br />Kemal Kılıçdaroğlu'nun, önceki genel başkanı Deniz Baykal'ın bir kaset komplosu sonucu istifa etmesiyle, aday olmayacağım demesine rağmen, genel başkan olmuştu. Ergenekona katılmasının ardından, toplantılara katılıp katılmayacağı merakla beklenen, ve yürüyen merdivenlere karşı önlem alınmasına neden olan Kemal Kılıçdaoğlu'nun ilk açıklamasının ne ile ilgili olacağı merakla bekleniyor.<br /><br /><iframe src="http://www.facebook.com/plugins/like.php?href=http%3A%2F%2Fmehmetaysan.blogspot.com%2F2011%2F02%2Fbir-numaranin-kasedi-ciksin.html&layout=standard&show_faces=true&width=450&action=like&font=trebuchet+ms&colorscheme=light&height=80" scrolling="no" frameborder="0" style="border:none; overflow:hidden; width:450px; height:80px;" allowTransparency="true"></iframe>Ruhi Mücerrethttp://www.blogger.com/profile/04901574124750261816noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4960058650012480481.post-18130073783825672562011-02-15T21:47:00.003+02:002011-02-15T21:54:15.523+02:00Bilen Biliyor<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="http://3.bp.blogspot.com/-ibPXgqfz-zw/TVrYoJ_evdI/AAAAAAAAArI/ysKxDPiwYK8/s1600/radikal_big.jpg"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 263px; height: 400px;" src="http://3.bp.blogspot.com/-ibPXgqfz-zw/TVrYoJ_evdI/AAAAAAAAArI/ysKxDPiwYK8/s400/radikal_big.jpg" border="0" alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5574005673212952018" /></a><br /><br />Yıllarca bu ülkede davalar sonuçlanmadı, babadan oğula devretti, zaman aşımına uğradı hatta "mahkeme kapılarında süründürmek" deyimini herkes kullanır oldu. Yıllarca hizbullah sanıklarının davalarını incelemeden bekleyenler, adamlar tahliye olunca üç günde karara bağladılar. "Sizinki bozma mıydı", sorularının geçtiği telefon kayıtları saçıldı ortalığa. Dün daire sayısını artıralım, İstinaf Mahkemeleri gereksiz diyenler, bugün tam tersini savunur oldular. Ve bütün bunları yargının en tepesindeki isim, alenen eleştirdi işte.<br /><br />Fazla söze ne hacet, bilen biliyor işte...<br /><br /><iframe src="http://www.facebook.com/plugins/like.php?href=http%3A%2F%2Fmehmetaysan.blogspot.com%2F2011%2F02%2Fbilen-biliyor.html&layout=standard&show_faces=true&width=450&action=like&font=trebuchet+ms&colorscheme=light&height=80" scrolling="no" frameborder="0" style="border:none; overflow:hidden; width:450px; height:80px;" allowTransparency="true"></iframe>Ruhi Mücerrethttp://www.blogger.com/profile/04901574124750261816noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4960058650012480481.post-29238388258021743562011-01-05T00:13:00.003+02:002011-01-05T00:22:24.626+02:00TUTUKLULUKTA GEÇECEK SÜRE......<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="http://4.bp.blogspot.com/_U6FDEoofHw4/TSOb02EXr1I/AAAAAAAAAo8/Q5gz76blpts/s1600/cumhuriyet_20110104.jpg"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 400px; height: 295px;" src="http://4.bp.blogspot.com/_U6FDEoofHw4/TSOb02EXr1I/AAAAAAAAAo8/Q5gz76blpts/s400/cumhuriyet_20110104.jpg" border="0" alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5558457697274670930" /></a><br /><br /><span style="font-weight:bold;">Av.Anıl ILGIN</span><br /><br />Sıkıntılı bir durum. 10 yıl uzun bir süre. Bunun kabul edilmesi mümkün değil. Ciddi anlamda hürriyet kısıtlanması. Tutukluluğu da infaza çevirdiler resmen. Tutuklama bir tedbirdir...!! <br />Vatandaşın da aklını karıştırdılar. Hakkında kesinleşmiş hüküm bulunanlar bile telefonla arıyorlar. Tekrardan söylemekte fayda var bu tutuklulukla ilgili. Bir kişi hakkında karar kesinleşinceye kadara tutukludur. Tutukluluğu devam edenler dosyası Yargıtay'da diyelim buraya talepte bulunacak. Önce yürürlük tarihi 1 nisan 2008 belirtiliyor. Sonra bu 31.12.2010 oluyor. 31.12.2010 tarihine kadar da 1412 sayılı CMK 110 uygulanmaya devam olunur deniyor. Burda da ceza alt sınırı 7 yıl. <br />Devlete olan güven bitmiştir demek!!! Kim için yasa yapılması değil, hak ihlallerinin olmaması ve hakkaniyete ters bir durum olmaması esastır...<br /><br /><iframe src="http://www.facebook.com/plugins/like.php?href=http%3A%2F%2Fmehmetaysan.blogspot.com%2F2011%2F01%2Ftutuklulukta-gececek-sure.html&layout=standard&show_faces=true&width=450&action=like&font=trebuchet+ms&colorscheme=light&height=80" scrolling="no" frameborder="0" style="border:none; overflow:hidden; width:450px; height:80px;" allowTransparency="true"></iframe>Ruhi Mücerrethttp://www.blogger.com/profile/04901574124750261816noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4960058650012480481.post-40736921187009815302011-01-02T21:29:00.005+02:002011-01-02T21:46:36.282+02:00UTANMAZ ADAMLAR...<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="http://3.bp.blogspot.com/_U6FDEoofHw4/TSDSgnDiUTI/AAAAAAAAAoc/9ddUUyNz3uk/s1600/takvim_20110102.jpg"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 400px; height: 328px;" src="http://3.bp.blogspot.com/_U6FDEoofHw4/TSDSgnDiUTI/AAAAAAAAAoc/9ddUUyNz3uk/s400/takvim_20110102.jpg" border="0" alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5557673397856653618" /></a><br /><br />Her yılbaşında bu görüntüleri izlemekten bıktık artık. Bu milleti dünyaya rezil eden "rezil" adamlar, bırakın artık bu işleri...<br /><br /><iframe src="http://www.facebook.com/plugins/like.php?href=http%3A%2F%2Fmehmetaysan.blogspot.com%2F2011%2F01%2Futanmaz-adamlar.html&layout=standard&show_faces=true&width=450&action=like&font=trebuchet+ms&colorscheme=light&height=80" scrolling="no" frameborder="0" style="border:none; overflow:hidden; width:450px; height:80px;" allowTransparency="true"></iframe>Ruhi Mücerrethttp://www.blogger.com/profile/04901574124750261816noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4960058650012480481.post-6939798119923868162010-12-27T21:34:00.002+02:002010-12-27T21:37:26.894+02:00EN ÖNEMLİ DERDİMİZ...<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="http://2.bp.blogspot.com/_U6FDEoofHw4/TRjqYpctreI/AAAAAAAAAn0/CVkJ2nCkZDk/s1600/gunes_20101227.jpg"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 382px; height: 400px;" src="http://2.bp.blogspot.com/_U6FDEoofHw4/TRjqYpctreI/AAAAAAAAAn0/CVkJ2nCkZDk/s400/gunes_20101227.jpg" border="0" alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5555447849525554658" /></a><br /><br />AB'ye girmek için yırtınan Türkiye'de, 11 milyon insanın tuvaletsiz evlerde yaşadığını belirleyen CHP, 'Abdesthane projesi' hazırladı<br /><br />Doğu ve Güneydoğu bölgelerinde sıkı bir araştırma yapan CHP Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt, evlerin yüzde 38'inde tuvalet bulunmadığını tespit etti. Öğüt, bölge insanını tuvaletle tanıştırmak üzere, 'Abdesthane projesi' gibi hayırlı bir iş için kolları sıvadı.<br /><br />GANDİ DESTEK VERDİ<br />Projeye göre, ilk etapta Güneydoğu ve Doğu Anadolu'da tuvaleti, banyosu olmayan yerler için cami yanlarına banyo ve abdesthane yapılacak. Edinilen bilgiye göre CHP Lideri Kılıçdaroğlu da projeye, 'Çok iyi olur' diyerek destek verdi.<br /><br />PAMUK ELLER CEBE<br />11 milyon 400 bin vatandaşı, arazide ihtiyaç gidermekten kurtaracak proje için gerekli finansman 'İmece' usulü ile karşılanacak. Bölgedeki vatandaşların, muhtarların, zenginlerin kapısı çalınacak, 'Pamuk eller cebe' denilecek. Hükümetten de projeye destek istenecek. <br /><br />Abdesthane projesi!<br />CHP Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na, cami yanlarına banyo ve abdesthane yapılmasına ilişkin projeyi sundu. Edinilen bilgiye göre CHP Genel Başkanı da projeye, 'Çok iyi olur' dedi. Ensar Öğüt'ün yaptığı araştırmaya göre; Doğu Anadolu'da evlerin yüzde 38'inde tuvalet ya konut dışında ya da hiç yok. Yani 2 milyon 400 bin yurttaşın tuvalet problemi var. Türkiye genelinde ise bu oran yüzde 17 yani 11 milyon 400 bin yurttaşın tuvaleti yok. <br /><br />YÜZDE 14'Ü MUTFAKSIZ<br />Ensar Öğüt'ün yaptığı araştırmanın sonuçları şöyle: Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da evlerin yüzde 14'ünde mutfak ya konut dışında (yüzde 4) ya da hiç yok (yüzde 10); Türkiye genelinde ise bu oran yüzde 5. Bu da 1 milyon 260 bin vatandaşın mutfağının olmadığını ortaya çıkarıyor. <br /><br />YÜZDE 30'UNDA SU YOK<br />Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da evlerinin yüzde 18'inde banyo ya konut dışında (yüzde 5) ya da hiç yok (yüzde 13). Yani 1 milyon 134 bin yurttaşın banyosu yok. Doğu Anadolu evlerinin yüzde 30'unda su yok; ya dışarıda (yüzde 9) ya uzakta (yüzde 21) yani 1 milyon 880 bin yurttaşın suyu yok. Türkiye genelinde ise bu oran yüzde 11. Böylece Türkiye'de 7 milyon 480 bin yurttaşın evinde su yok. <br />Doğu Anadolu kırsalında su kaynağı genelde evlerin 1 kilometre uzağında bulunuyor. <br /><br />YÜKSEK BEBEK ÖLÜMÜ<br />Ensar Öğüt'ün yaptığı araştırmaya göre, Türkiye'de en yüksek bebek ölüm oranı binde 54 ile Doğu Anadolu'da bulunuyor. Proje Ardahan'da 4 yerde uygulandı. Pilot bölge olarak Ardahan seçilirken ilk etapta Doğu ve Güneydoğu'da uygulamaya geçirilmesi planlanıyor. Daha sonra da tüm Türkiye geneline yayılması düşünülüyor.<br /><br />YORUMSUZ...<br /><br /><iframe src="http://www.facebook.com/plugins/like.php?href=http%3A%2F%2Fmehmetaysan.blogspot.com%2F2010%2F12%2Fen-onemli-derdimiz.html&layout=standard&show_faces=true&width=450&action=like&font=trebuchet+ms&colorscheme=light&height=80" scrolling="no" frameborder="0" style="border:none; overflow:hidden; width:450px; height:80px;" allowTransparency="true"></iframe>Ruhi Mücerrethttp://www.blogger.com/profile/04901574124750261816noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4960058650012480481.post-9953594103202256182010-12-26T20:47:00.005+02:002010-12-26T20:55:25.202+02:00BU SESİ DUYAN YOK MU?<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="http://1.bp.blogspot.com/_U6FDEoofHw4/TReOEwL0DII/AAAAAAAAAnU/O8TJIx30iiY/s1600/radikal_big.jpg"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 304px; height: 400px;" src="http://1.bp.blogspot.com/_U6FDEoofHw4/TReOEwL0DII/AAAAAAAAAnU/O8TJIx30iiY/s400/radikal_big.jpg" border="0" alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5555064877689867394" /></a><br /><br />1000' den fazla kayıp, ne olduğu, nerede olduğu belli olmayan. Zaten yakınları canlı olmalarından umudu kesmiş, bari mezarlarını bilelim dileğinde. 300 haftadan beri Galatasarayda eylemdeler. Faili meçhullerin, karanlık eylemlerin birer birer ortaya çıktığı bir dönemde artık bu kayıpların da durumu aydınlatılmalıdır. Vicdanlar daha fazla kanamadan "cumartesi anneleri" artık mutlu edilmelidir. Lütfen...<br /><br /><iframe src="http://www.facebook.com/plugins/like.php?href=http%3A%2F%2Fmehmetaysan.blogspot.com%2F2010%2F12%2Fbu-sesi-duyan-yok-mu.html&layout=standard&show_faces=true&width=450&action=like&font=trebuchet+ms&colorscheme=light&height=80" scrolling="no" frameborder="0" style="border:none; overflow:hidden; width:450px; height:80px;" allowTransparency="true"></iframe>Ruhi Mücerrethttp://www.blogger.com/profile/04901574124750261816noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4960058650012480481.post-57724777235985371652010-12-25T22:31:00.005+02:002010-12-25T22:39:08.747+02:00KRALDAN ÇOK KRALCI REKTÖR...<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="http://3.bp.blogspot.com/_U6FDEoofHw4/TRZWGj5ULYI/AAAAAAAAAnA/Fd8ePSlKgpg/s1600/gunes_20101225.jpg"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 400px; height: 342px;" src="http://3.bp.blogspot.com/_U6FDEoofHw4/TRZWGj5ULYI/AAAAAAAAAnA/Fd8ePSlKgpg/s400/gunes_20101225.jpg" border="0" alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5554721861122928002" /></a><br /><br />Koskoca rektör, işi gücü bırakmış, orada bekleyen birkaç protestocu öğrenciyle kavgaya tutuşuyor. "Size ben yetki vermedim", "bu üniversite benim" gibi saçma sapan laflar ediyor. Üniversite gibi, bilim yuvası olması gereken bir kurumun başına, gerçek bir bilimadamı yerine, yalaka, işgüzar bir adamı getirirseniz böyle hareketler yapar işte. Bizim üniversitelerimiz de bilimsel çalışmalarıyla değil, ıvır zıvır olaylarla haber olur. Yazık çok yazık...<br /><br /><iframe src="http://www.facebook.com/plugins/like.php?href=http%3A%2F%2Fmehmetaysan.blogspot.com%2F2010%2F12%2Fkraldan-cok-kralci-rektor.html&layout=standard&show_faces=true&width=450&action=like&font=trebuchet+ms&colorscheme=light&height=80" scrolling="no" frameborder="0" style="border:none; overflow:hidden; width:450px; height:80px;" allowTransparency="true"></iframe>Ruhi Mücerrethttp://www.blogger.com/profile/04901574124750261816noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4960058650012480481.post-29001589153961377952010-12-24T22:08:00.002+02:002010-12-24T22:11:27.121+02:00NEYMİŞ NEYMİŞ ...<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="http://1.bp.blogspot.com/_U6FDEoofHw4/TRT94rrAG_I/AAAAAAAAAmo/igoM_w-AZSs/s1600/yeni_safak_20101224.jpg"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 284px; height: 400px;" src="http://1.bp.blogspot.com/_U6FDEoofHw4/TRT94rrAG_I/AAAAAAAAAmo/igoM_w-AZSs/s400/yeni_safak_20101224.jpg" border="0" alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5554343390692252658" /></a><br /><br />Balyoz Darbe Planı davasının 196 sanığından biri olan eski Deniz Harp Okulu Komutanı Tuğamiral Türker Ertürk, "Haber 61.net" adlı haber sitesindeki köşe yazısında tarihi itirafta bulundu. Türk Silahlı Kuvvetleri'nin de zaman zaman hatalar yapabileceğini belirten Ertürk, bunlardan birinin 28 Şubat darbesi olduğunu yazdı. Ertürk "28 Şubat korkunç bir hataydı" dedi. Ertürk, 28 Şubat döneminin Başbakanı Necmettin Erbakan için de 'Fikirlerini paylaşmasanız da, kendisi antiemperyalisttir, asla işbirlikçi değildir' tespitinde bulundu.<br /><br />TSK ASLA HATA YAPMADI DEMİYORUZ<br /><br />Hakkında Balyoz Darbe Planı kapsamında soruşturma yürütüldüğü gerekçesiyle Ağustos'taki Yüksek Askeri Şura'da Tümamiralliğe terfi ettirilmeyen Ertürk 'Bize sahip çıkılmadı' diyerek Deniz Harp Okulu Komutanlığı'ndan istifa etmişti. Emekliye ayrılan Ertürk, "Haber61.net" adlı yerel bir internet sitesinde köşe yazmaya başladı. Ertürk, geçtiğimiz salı günü yayınlanan köşe yazısında tarihi itiraflarda bulundu. "Biz asla Türk Silahlı Kuvvetleri hata yapmamıştır demiyoruz. Soğuk savaş sırasında olduğu gibi, sonrasında da bir sürü hata yapılmıştır' ifadelerini kullanan Ertürk, 28 Şubat post modern darbesinini 'Korkunç bir hata' olarak niteledi ve şunları yazdı:<br /><br />DARBE SORUNLARA ÇÖZÜM OLAMAZ<br /><br />'Özellikle 28 Şubat korkunç bir hatadır. Sayın Necmettin Erbakan'ın fikirlerini paylaşmayabilirsiniz fakat kendisi antiemperyalisttir, işbirlikçi asla değildir. Darbe ne eskiden sorunlarımızın çözümü olmuştur nede bundan sonra olabilir. Diyelim ki, işbaşında bulunan yönetim, iktidarda bulunduğu her dakika ülkemize zarar vermektedir. Değerlendirmeniz böyle bile olsa, çözüm yine demokrasi olup asla darbe olamaz. Gelecek nesillerimiz, çocuklarımız ve gelecekte de antidemokratik girişimlere bağışıklık kazanmak için sabretmesini bilmek, tüm kurum ve kuralları ile demokrasiye inanmak ve birbirimize karşı hoşgörülü olmak zorundayız.'<br /><br />YORUMSUZ...<br /><br /><iframe src="http://www.facebook.com/plugins/like.php?href=http%3A%2F%2Fmehmetaysan.blogspot.com%2F2010%2F12%2Fneymis-neymis.html&layout=standard&show_faces=true&width=450&action=like&font=trebuchet+ms&colorscheme=light&height=80" scrolling="no" frameborder="0" style="border:none; overflow:hidden; width:450px; height:80px;" allowTransparency="true"></iframe>Ruhi Mücerrethttp://www.blogger.com/profile/04901574124750261816noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4960058650012480481.post-52682862296846652802010-12-22T21:02:00.005+02:002010-12-22T21:11:25.848+02:00BİLİRKİŞİ DEĞİL, KENDİNİ BİLMEZ KİŞİ...<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="http://2.bp.blogspot.com/_U6FDEoofHw4/TRJLfVpEkbI/AAAAAAAAAl4/2FXLPCiqCFc/s1600/Ads%25C4%25B1z.jpg"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 390px; height: 400px;" src="http://2.bp.blogspot.com/_U6FDEoofHw4/TRJLfVpEkbI/AAAAAAAAAl4/2FXLPCiqCFc/s400/Ads%25C4%25B1z.jpg" border="0" alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5553584292258681266" /></a><br /><br />Geçen yılda İstanbul sel baskınında, 8 kişinin mahsur kalıp öldüğü servis için bilirkişi raporunu hazırladı. Ama ne rapor, tam bir skandal. Suçun tamamı doğadaymış. İlk raporda %50 kusurlu bulunan servis için, kıyamamış sayın bilirkişi ve şirketi tamamen suçsuz bulmuş. Kamyondan bozma aracı servis yapan, penceresi bile olmayan ve 8 insanın boğularak öldüğü aracı servis olarak kullanan şirketi, kusursuz bulmak nereden baksanız insafsızlıktır. <br />Ne diyelim ölenlerin ruhları sizleri rahat bırakmaz inşallah.<br /><br /><iframe src="http://www.facebook.com/plugins/like.php?href=http%3A%2F%2Fmehmetaysan.blogspot.com%2F2010%2F12%2Fbilirkisi-degil-kendini-bilmez-kisi.html&layout=standard&show_faces=true&width=450&action=like&font=trebuchet+ms&colorscheme=light&height=80" scrolling="no" frameborder="0" style="border:none; overflow:hidden; width:450px; height:80px;" allowTransparency="true"></iframe>Ruhi Mücerrethttp://www.blogger.com/profile/04901574124750261816noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4960058650012480481.post-47821797873019463852010-12-19T22:26:00.002+02:002010-12-19T22:40:09.410+02:00BİR SEN EKSİKTİN...<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="http://2.bp.blogspot.com/_U6FDEoofHw4/TQ5rDz2KgMI/AAAAAAAAAlY/_rowfKpMjo0/s1600/Ads%25C4%25B1z.jpg"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 400px; height: 182px;" src="http://2.bp.blogspot.com/_U6FDEoofHw4/TQ5rDz2KgMI/AAAAAAAAAlY/_rowfKpMjo0/s400/Ads%25C4%25B1z.jpg" border="0" alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5552493103795568834" /></a><br /><br /><br />Müesses nizamın yeni bir denemesi karşımızda. Ali Müfit Gürtuna'nın Turkuaz Hareketi olmadı. Mustafa Sarıgül, birkaç kez denenmesine rağmen ortaya çıkamadı. ANAP ile DYP birleşti, arada Erkan Mumcu ile Mehmet Ağar geçti. Hüsamettin Cindoruk birleşen partilerle oluşturulan Demokrat Partinin başına geçti ama O da heyecan oluşturamadı. Abdüllatif Şener'in Türkiye Partisi ölü doğdu. Şimdi son umut Tansu Çiller oldu. Hem de Çiller'i sahneye sürenler, 28 Şubatta altını oyan Süleyman Demirel, Hüsamettin Cindoruk ve Mesut Yılmaz. Hatta bir rivayete göre Necmettin Erbakan da arkasındaymış. Vayy be siyaset nelere kadirmiş. O zaman BACI çıksın da sahneye, diğerlerinin tattığı yenilgiyi O da tatsın. Kaybedenler kulübü yeni bir üye kazansın...Ruhi Mücerrethttp://www.blogger.com/profile/04901574124750261816noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4960058650012480481.post-49932319789864780982010-12-17T22:19:00.003+02:002010-12-17T22:21:15.334+02:00SÜPER !!!<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="http://1.bp.blogspot.com/_U6FDEoofHw4/TQvF8N-H6gI/AAAAAAAAAkw/fQ5VwrHHS9I/s1600/Ads%25C4%25B1z.jpg"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 400px; height: 374px;" src="http://1.bp.blogspot.com/_U6FDEoofHw4/TQvF8N-H6gI/AAAAAAAAAkw/fQ5VwrHHS9I/s400/Ads%25C4%25B1z.jpg" border="0" alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5551748603997317634" /></a><br /><br /><iframe src="http://www.facebook.com/plugins/like.php?href=http%3A%2F%2Fmehmetaysan.blogspot.com%2F2010%2F12%2Fsuper.html&layout=standard&show_faces=true&width=450&action=like&font=trebuchet+ms&colorscheme=light&height=80" scrolling="no" frameborder="0" style="border:none; overflow:hidden; width:450px; height:80px;" allowTransparency="true"></iframe>Ruhi Mücerrethttp://www.blogger.com/profile/04901574124750261816noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4960058650012480481.post-36641458670991182982010-12-16T21:00:00.004+02:002010-12-16T21:29:55.890+02:00YOK YA !!!<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="http://4.bp.blogspot.com/_U6FDEoofHw4/TQph500EhNI/AAAAAAAAAkg/zainHx4geUI/s1600/Ads%25C4%25B1z.jpg"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 400px; height: 389px;" src="http://4.bp.blogspot.com/_U6FDEoofHw4/TQph500EhNI/AAAAAAAAAkg/zainHx4geUI/s400/Ads%25C4%25B1z.jpg" border="0" alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5551357136745039058" /></a><br /><br />Türkiye, demokrasi değerlendirmesinde, iki sıra gerilemiş de "Hibrit Rejim" kategorisine düşmüş. Yolsuzluklar yayılmışmış, 2003 den önce üçlü koalisyon varken, bu ülkenin Merkez Bankasındaki döviz bir gecede boşaltılırken, bu Ekonomist bilmem ne Unit bu duruma ne diyordu acaba?<br />Sivil Toplum yetersizmiş, doğru söylemişler, bizde genelde "SİVİL" toplum diye ortaya çıkanlar, pek sivil değildir. Genelde, askerleri meydana davet etmek için ortaya çıkarlar. Rakipleri sivillerdir bizim SİVİL toplumun.<br />Basın özgürlüğü yetersizmiş. Doğrudur. Bizde iktidara oy vermiş halka; "bidon kafalı" ya da "göbeğini kaşıyan adam" diye hitap edemezsiniz. Ederseniz hiçbir gazetede yazı yazdırmazlar(!). Ha birde artık basın patronları, eşofmanla başbakan karşılayamıyor, hükümet devirip, hükümet kuramıyor, maalesef özgürlükleri pek kısıtlandı.<br />Candaş medya pek sevinmiş, Irak ile aynı kategorideymişiz. Bırakın Allah aşkına, biraz insaf artık. İnsanlar işgal altındaki ülkelerinde, canlarını korumaya uğraşıyorlar. Ama bizimle aynı kategorideler. Yok Ya..Hadi Ya...Yürü git ya...<br /><br /><iframe src="http://www.facebook.com/plugins/like.php?href=http%3A%2F%2Fmehmetaysan.blogspot.com%2F2010%2F12%2Fyok-ya.html&layout=standard&show_faces=true&width=450&action=like&font=trebuchet+ms&colorscheme=light&height=80" scrolling="no" frameborder="0" style="border:none; overflow:hidden; width:450px; height:80px;" allowTransparency="true"></iframe>Ruhi Mücerrethttp://www.blogger.com/profile/04901574124750261816noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4960058650012480481.post-84491148158799900532010-12-15T23:21:00.001+02:002010-12-15T23:26:07.974+02:00İKİ GÜZEL HABER<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="http://2.bp.blogspot.com/_U6FDEoofHw4/TQkyQNjeJNI/AAAAAAAAAkI/Jepn1Cdmntg/s1600/Ads%25C4%25B1z.jpg"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 400px; height: 306px;" src="http://2.bp.blogspot.com/_U6FDEoofHw4/TQkyQNjeJNI/AAAAAAAAAkI/Jepn1Cdmntg/s400/Ads%25C4%25B1z.jpg" border="0" alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5551023269808579794" /></a><br /><br /><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="http://4.bp.blogspot.com/_U6FDEoofHw4/TQkyIYCjfGI/AAAAAAAAAkA/MnaIGkPKp84/s1600/Ads%25C4%25B1z2.jpg"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 400px; height: 381px;" src="http://4.bp.blogspot.com/_U6FDEoofHw4/TQkyIYCjfGI/AAAAAAAAAkA/MnaIGkPKp84/s400/Ads%25C4%25B1z2.jpg" border="0" alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5551023135184354402" /></a>Ruhi Mücerrethttp://www.blogger.com/profile/04901574124750261816noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4960058650012480481.post-1360737381088796682010-12-14T20:22:00.004+02:002010-12-14T20:35:41.405+02:00YAPMAYIN EFENDİLER<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="http://3.bp.blogspot.com/_U6FDEoofHw4/TQe2FuSnpTI/AAAAAAAAAjo/el7EW-Knh9g/s1600/Ads%25C4%25B1z.jpg"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 400px; height: 293px;" src="http://3.bp.blogspot.com/_U6FDEoofHw4/TQe2FuSnpTI/AAAAAAAAAjo/el7EW-Knh9g/s400/Ads%25C4%25B1z.jpg" border="0" alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5550605275199153458" /></a><br /><br />Bu memlekette bu kadar silah kullanmayı seven varken, bu memlekette kaza kurşunu ile ölen yüzlerce insan olmuşken, bu memlekette konuşmak yerine vuruşmayı tercih eden bu kadar psikopat varken, bu yasa çıkarılmamalı. Bu yasayı çıkarırsanız, vebalini ödeyemezsiniz. Böyle bir yasaya sadece silah tüccarlarının ihtiyacı var. Başka hiç kimsenin yok.<br /><br />Bir de neden bu yasaya yeterince verilmiyor? Sivil toplum kuruluşları, silah karşıtları, yumurtacı devrimciler ve candaş medya, neden bu yasa çıkacak diye ortalığı ayağa kaldırmıyor? Demek ki silah lobisi bu kadar güçlü. <br /><br />Ne olur bu yasayı çıkarmayın. Vazgeçin bu sevdadan. Zararın neresinden dönerseniz kardır.<br /><br /><iframe src="http://www.facebook.com/plugins/like.php?href=http%3A%2F%2Fmehmetaysan.blogspot.com%2F2010%2F12%2Fyapmayin-efendiler.html&layout=standard&show_faces=true&width=450&action=like&font=trebuchet+ms&colorscheme=light&height=80" scrolling="no" frameborder="0" style="border:none; overflow:hidden; width:450px; height:80px;" allowTransparency="true"></iframe>Ruhi Mücerrethttp://www.blogger.com/profile/04901574124750261816noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4960058650012480481.post-39142329818592255612010-12-13T15:28:00.004+02:002010-12-13T15:43:25.430+02:00REZALET...<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="http://4.bp.blogspot.com/_U6FDEoofHw4/TQYfiGIXAkI/AAAAAAAAAjQ/AFjTqqApYKU/s1600/Ads%25C4%25B1z.jpg"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 348px; height: 400px;" src="http://4.bp.blogspot.com/_U6FDEoofHw4/TQYfiGIXAkI/AAAAAAAAAjQ/AFjTqqApYKU/s400/Ads%25C4%25B1z.jpg" border="0" alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5550158261402403394" /></a><br /><br />Bir hastanede kaloriferler hele de bu mevsimde neden çalışmaz?<br />Madem bozuldu, neden bir an önce tamir edilmez?<br />Hadi tamir gecikti, ne diye o odalara, hem de ameliyattan yeni çıkmış hastalar yatırılır?<br />Hastanede ameliyattan çıkarılan hastaların yattığı odada nasıl damlar akar?<br />Bu hastaları doktorlar kontrol etmez mi?<br />Ettilerse bu hastaları gören doktorların vicdanı nasıl rahat eder?<br />Hastaların yakınları evden ısıtıcı getirene kadar, hastane yönetimi nasıl çözüm bulamaz?<br />Bu insanların hayatı bu kadar ucuz mu?<br />Ve bu hastanenin başhekimi neden hala istifa etmez?<br />Neden Sağlık Bakanlığı veya İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü tatmin edici bir açıklama yapmaz?<br />Bu sorulara ne cevap verirseniz verin beyler, 2010 yılında Türkiyenin en büyük şehrinde yaşanan bu rezaleti açıklayamazsınız...<br /><br /><iframe src="http://www.facebook.com/plugins/like.php?href=http%3A%2F%2Fmehmetaysan.blogspot.com%2F2010%2F12%2Frezalet.html&layout=standard&show_faces=true&width=450&action=like&font=trebuchet+ms&colorscheme=light&height=80" scrolling="no" frameborder="0" style="border:none; overflow:hidden; width:450px; height:80px;" allowTransparency="true"></iframe>Ruhi Mücerrethttp://www.blogger.com/profile/04901574124750261816noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4960058650012480481.post-35951140219694604972010-12-11T21:45:00.006+02:002010-12-11T21:59:48.235+02:00RAHAT BIRAKIN YORGUN DEMOKRATI<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="http://4.bp.blogspot.com/_U6FDEoofHw4/TQPXwLNiPMI/AAAAAAAAAh4/eREexaHZRRQ/s1600/Ads%25C4%25B1z.jpg"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 400px; height: 178px;" src="http://4.bp.blogspot.com/_U6FDEoofHw4/TQPXwLNiPMI/AAAAAAAAAh4/eREexaHZRRQ/s400/Ads%25C4%25B1z.jpg" border="0" alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5549516388493835458" /></a><br /><br />Bugün Ahmet Kaya'nın ölümünün 10.yıldönümü. Bu gece anma gecesi yapılıyor. Türk basının derin unsurları tarafından ülkeden resmen kovulmuş ve Paris'te vefat etmişti. Ahmet Kaya'yı birçok insan özlerken, hala dillerde dolaşırken ve o günlerde olayların içinde olan insanlar ardarda pişmanlıklarını açıklarken bazıları Kaya'ya mezarında bile rahat vermemekte kararlı galiba.<br /><br />O günlerin Hürriyet genel yayın yönetmeni Ertuğrul Özkök, o meşhur ödül gecesinden bahsederken; " O gece orada birçok gerçek sanatçı vardı.<br />Hiçbiri o sahneyi acayip fikirleri, ilginçlik merakı veya sansasyon tutkusu için kullanmadı. Gençleri vardı, orta yaşlıları vardı. Her biri aldığı ödülü sonuna kadar hak etmişti. Her biri Türkiye'nin yüzünün akıydı, Türk halkının hayatının güzelleşmesi için çok güzel şeyler yapmıştı. Bütün bunlar içinde bir tek çirkin adam çıktı. O da ne yazık ki Ahmet Kaya idi." yazmıştı.<br /><br />Ardından halkı galeyana getirecek manşetler atmış ve Ahmet Kaya'nın ülkeden kaçmasına neden olmuştu. O günlerde aynı gazetede yazan "ne zaman adam oluruz" Fatih Altaylı ise, Ahmet Kaya için haysiyetsiz demişti. Sonra derin Türk basını tarafından PKK'lı ilan edilen Kaya, kahrından yok yaşamamıştı.<br /><br />Bugün o mihrakların, Ahmet Kaya kini gene depreşti. Gene bir tahrik gayreti içindeler. Ama boşuna uğraşmayın artık, bu ülkede çok şey değişti. Köprülerin altından çok sular aktı. Bugün mezarından kalksa Ahmet Kaya, milyonlarca insana konser verir, ama siz sokağa çıkacak yüz bulamazsınız. Vazgeçin artık, uğraşmayın. Bari mezarında rahat uyusun YORGUN DEMOKRAT...<br /><br /><iframe src="http://www.facebook.com/plugins/like.php?href=http%3A%2F%2Fmehmetaysan.blogspot.com%2F2010%2F12%2Fartik-rahat-birakin-adami.html&layout=standard&show_faces=true&width=450&action=like&font=trebuchet+ms&colorscheme=light&height=80" scrolling="no" frameborder="0" style="border:none; overflow:hidden; width:450px; height:80px;" allowTransparency="true"></iframe>Ruhi Mücerrethttp://www.blogger.com/profile/04901574124750261816noreply@blogger.com1